A Travellerspoint blog

Okugan: The Old Patagonian Express

Paul Theroux

15211058.jpg

Theroux, haritaya bakarken, Boston'daki ailesinin evinin önünden kalkan banliyö trenine atladıktan sonra tren değiştire değiştire Patagonya'ya kadar gidebileceğini fark edince, bir kitap yazma fikriyle yola çıkar. Seyahatlerini yazan çoğu yazarın, yolculuğun kendini değil, vardıkları yeri anlatmayı tercih ettiklerini düşündüğünden, kitabını, asıl önemli olduğunu düşündüğü bu başlangıç noktasından varış noktasına kadar geçen süreci anlatmak üzere tasarlar. Üç ay kadar bir süre boyunca, güneye indikçe külüstürleşen onlarca tren değiştirir, toz toprak içinde sınır kapılarından geçiş yapar, yolda pek çok insanla tanışır. Karşısına çıkan hiç kimseden hoşlanmayan, İngiltere'deki karısı ve çocuklarının özlemi içini yakarken burada ne işi olduğunu kendi kendine sorup duran Theroux'nun kitabı, sürekli şikayet eden ve sıkıntılı bir ruh haliyle kaleme alınmış olsa da, anlatı tarzı, yorumları ve aktardığı insan portreleriyle çok etkileyici. Benim için, trende sohbet ettiği El Salvadorlu pazarlama elemanı ya da Panama'da işlettiği krematoryumu gezdiren Amerikalı'yla aralarında geçen diyaloglar, en az Buenos Aires'te Jorge Luis Borges'le yaptıkları edebiyat tartışmaları kadar ilgi çekiciydi. İyi bir seyahat edebiyatı örneği.*

Deniz Koç

  • Internet'ten araştırdığımda, Paul Theroux'nun bu kitabının henüz Türkçeye çevrilmediğini gördüm. Yapı Kredi Yayınları, Bruce Chatwin'le birlikte tekrar Patagonya'yı ziyaret edişlerini anlatan Yeniden Patagonya kitabını yayımlamış, Chatwin'in önceki seyahati de yayınları arasında olduğuna göre, Theroux açısından bir eksiklik yok mu?

Posted by acikbilet 11:12 Tagged books

Email this entryFacebookStumbleUpon

Table of contents

Be the first to comment on this entry.

Comments on this blog entry are now closed to non-Travellerspoint members. You can still leave a comment if you are a member of Travellerspoint.

Login