“Yalnızca bir isim değil”
Shah Rukh Khan Shiv Sena'ya karşı
21.02.2010 - 21.02.2010
24 °C
View
Seyahat
on acikbilet's travel map.
Trende
Jhansi'ye doğru ilerleyen trenin kuşetli vagonunda Barış'la bacaklarımızı karşılıklı uzatmış, pencereden üstümüze vuran zaman zaman bunaltıcı güneş ışığının altında kitaplarımızı okurken, arkamdan bir çocuk kafası uzandı ve hangi ülkeden olduğumuzu sordu. Cevabıma bir anlam veremeyen kafa yerine döndü, ben de bakışlarımı yeniden kitaba çevirdim. Bunun üstünden iki saniye geçmişti ki, çocuk, cevabında ikimizin de uzlaşabileceği bir soruyla tekrar kafasını uzattı:
- Taj Mahal nerede?
- Agra.
- Doğru.
Geri çekildi. İki saniye sonra:
- Hindistan'ı sevdiniz mi?
- Evet.
- Yüzde kaç?
- Hö?
Yine yerine döndü. Arkamdaki bir suflörden soru desteği aldığını duyabiliyorduk. Bu defa cevabını bile beklemeye sabredemeden sorularını sıralamaya başladı:
- Hindistan'ın başbakanı kim?
- Dünyanın en büyük okyanusu hangisi?
- Dünyadaki en büyük yedinci ülkenin adı ne? (Cevabı Hindistan'mış, ne şaşırtıcı değil mi?)
- Michael Jackson kaç yılında doğmuştur?
Araya sıkıştırabildiğim bir soruyla adının Lakshmi olduğunu öğrendiğim çocuğun trenden (neyse ki kısa süre sonra) inmeden önceki son sorusu, en sevdiğim aktörün adıydı. Çoktan seçmeli hazırlanan sorunun şıklarıysa şöyleydi:
a) Salman Khan
b) Amir Khan
c) Shah Rukh Khan
“Khan” parantezine alınmış gibi görünen Bollywood yıldızlarını artık biz de tanıyorduk. Son filmi Veer'in fragmanında bir karede fötr şapkası ve takım elbisesiyle beyaz eldiven geçirdiği elinde nazikçe tuttuğu bastonunu Londra sokaklarında tıkırdatan soylu beyefendi, diğer karede yağlanmış bronz bedeni üzerine doladığı kürklü deri parçalarıyla ortaçağda arenaya koşturan vahşi gladyatör pozları kesen Salman mı... 3 Idiots adlı son gişe filminde üç gerzek tiplemenin en jönü olarak komedinin hakkını vermek için kaşlarını oynatıp gözlerini belerten ve filmiyle Hindistan'daki eğitim sistemine büyük eleştiri getirdiği ileri sürülerek alkışlanan Amir mi... Yoksa, My Name is Khan filminde “sıradan bir adamın sıradışı yolculuğu” sloganı altında sırt çantasını yüklenip ABD'de otostop çekerek yol kat eden ve yad ellerde Hintli bir kız görüp aşık olan genç bir adamı canlandıran Shah Rukh mu...
Shah Rukh Khan
Size hangisi çekici geldi bilmiyorum, ama yakın zamanda diğerlerini geride bırakarak bütün gazete manşetlerini kaplayan, politikacıları birbirine düşüren, toplumsal ayaklanmalara yol açan, reklamcıların ellerini ovuşturmalarına, sinema salonu sahiplerininse endişe içinde uykusuz geceler geçirmelerine neden olan, Shah Rukh Khan. Nedeniyse, 60'larda ortaya çıkan, adını 17. yüzyılda yaşamış bir gerilla lideri olan Shivaji'den alan zenofobik oluşum Shiv Sena'yla ters düşmüş olması. Kendisi de bir kriket takımının ortaklarından olan Khan, bir röportajda, bu seneki oyuncu seçmelerinde Hindistan ligindeki hiçbir takımın vize sürecinde yaşanması muhtemel sorunları göz önüne alarak Pakistanlı oyuncu seçmemesi üzerine “Pakistanlı oyuncuların takımımda oynamasını isterdim” deyince, “Marahastra, Marathi konuşan Marahastralılarındır” şiarıyla beslediği bölgesel ayrımcılıkla yetinmeyip Hint milliyetçiliğinin bozkurtluğuna soyunan Shiv Sena taraftarlarını çileden çıkardı ve taraftarlar Shah Rukh'un yeni filminin gösterime girmesini engellemek için Mumbai sokaklarında terör estirmeye başladı. Shiv Sena'nın başını çeken Bal Thackarey'in de desteğini arkalarına alarak sinema salonlarının önündeki posterleri parçalayan, Shah Rukh'un evini basmaya çalışan taraftarlar, seyircilere de filme gitmemeleri için gözdağı veriyordu. Bütün bu karmaşa içinde, yıldızın hayranları bağlılıklarını Reebok'ın çıkardığı “It's more than just a name” (Yalnızca bir isim değil, daha fazlası) yazılı tişörtleri üzerlerine geçirerek polis koruması eşliğinde salonları doldurarak gösteriyordu. Bu arada, Shah Rukh, Berlin Film Festivali esnasında fırsat buldukça hayranlarına twitler gönderiyor, onların sevgisine layık olmaya çalışacağını, güvenlerini boşa çıkarmayacağını şakıyor ve söylediklerini geri almıyordu.
Şimdi ortalık durulmuş gibi görünüyor. My Name is Khan'a son olarak bugünün Radikal'inde rastladım. Nasıl olduysa, haberden şaşkınlık içinde çıkardığım kadarıyla, Berlin Film Festivali'nde Semih Kaplanoğlu'nun (çok merak ettiğimiz) Bal'ıyla aynı kategoride yarışmışlar. (Ve Altın Ayı'yı Bal kazanmış.)
Not: Lakshmi'nin son sorusuna, filmlerinde dans edip şarkı söylerken dev bir zombiye benzemesi açısından -Bollywood camiasında “Büyük B” olarak anılan- Amitabh Bachchan cevabını verdim.
Deniz Koç
Posted by acikbilet 06:58 Archived in India Tagged backpacking Comments (2)